Kalp Damar Hastalıkları O Yaştan Sonra Daha Riskli

Kalp Damar Hastalıkları Yaşla Birlikte Artıyor: Prof. Dr. Selim İsbir Uyarıyor!

Kalp damar hastalıkları riski, 65 yaşından sonra belirgin bir şekilde artmaktadır. Uzmanlara göre, erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor.

Kalp Kapak Hastalıkları ve Tedavisi

Dünya genelinde 65 yaş üstü bireylerde görülen kalp kapak hastalıklarının artış gösterdiği belirtilmektedir. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir, hastalığın zamanında teşhis edilmediği durumlarda ciddi riskler oluşturabileceğini vurgulamaktadır. Hastalığın belirtileri arasında nefes darlığı, yorgunluk ve ritim bozukluğu yer almaktadır. Erken teşhis ve tedavinin yaşam kalitesini artırdığı bilinmektedir.

Kalp Kapak Hastalıkları Tedavisi ve Önemi

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir’e göre, kalp kapak hastalıklarında hastalık tipi ve şiddeti cinsiyet ve yaşa bağlı olarak değişebilmektedir. Hastaların hangi durumda ameliyat gerektiğine dair detaylı bilgiyi uzmanlarından alabileceği belirtilmektedir.

Kalp Kapak Hastalıklarının Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Hastalığın belirtileri olan yorgunluk ve nefes darlığı gibi durumların hafife alınmaması gerektiği üzerinde duran Prof. Dr. İsbir, ritim bozukluğunun ilerleyen dönemlerde ortaya çıkabileceğini aktarmaktadır. İlaç tedavisi ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir ancak yapısal bozukluklar için cerrahi müdahale gerekebilir.

Ritim Bozukluğu ve Tedavi

Hastalarda düzenli takip önemli olup, kalp kasılma gücünün azalması veya ritim bozuklukları gibi durumlar cerrahi gerekliliği doğurabilir. Erken müdahale başarı şansını artırabilir ve hastanın sağlığını koruyabilir.

Cerrahi Yöntemler ve Güvenlik

Cerrahi tedavide güvenli yöntem seçiminin önemine değinen Prof. Dr. İsbir, teknolojik gelişmeler sayesinde daha az invaziv ve robotik yöntemlerin uygulanabildiğini belirtiyor. Her hastaya en uygun ve güvenli yöntemin seçilmesinin kritik olduğunu vurguluyor.

Yaşam Boyu Tedavi ve Önemi

Prof. Dr. Selim İsbir’e göre, kalp kapak hastalıklarının tedavisinde yaşam boyu tedavi adı verilen bir algoritma uygulanmaktadır. Hastaların özelliklerine göre uygun tedavi şemasının belirlendiği bilinmektedir.

Ameliyat Sonrası Riskler ve Önlemler

Ameliyat sonrası enfeksiyon riskine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Cemil İsbir, enfeksiyon ve kan sulandırıcı tedavinin önemine vurgu yapmaktadır. Hastaların bu süreçte doktorlarından aldıkları talimatları dikkatlice izlemesi gerektiğini belirtmektedir.

Kaynak: Örnek Haber Sitesi

Related Posts

Boynunuzdaki ince çizgiler o hastalığın habercisi

Cildinizde meydana gelen fakat açıklanamayan değişiklikler bazı hastalıkların habercisi olabilir. Özellikle uzun süre güneşte kalanlarda bu durum daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor.

Fibromiyalji ile Yaşam Nasıl Olmalı ? 

Uzmanlar, 12 Mayıs Fibromiyalji Farkındalık Günü’nde, görünmeyen ağrıların yaşam kalitesine olan etkisine dikkat çekiyor.

Felçte altın saatleri kaçırmayın

Felç belirtileri başladığında ilk 4,5 saat içinde acil tedavinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Derya Uludüz ‘‘Bu durumda dakikalar hatta saniyeler çok kıymetli. Hastanın en hızlı şekilde bir inme merkezine yönlendirilmesi gerekir’’ uyarısında bulundu.

Diş Sıkma Gençlerde Daha Sık Görülüyor

Diş sıkma rahatsızlığı nedir, diş sıkma rahatsızlığının bir tedavisi var mı ? Uzmanlar, diş sıkma ve diş kapanış sorunları hakkında bilgi verdi.

Hareketsizlik vücuda nasıl hasar veriyor? Alzheimer ve demans kapıda

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.