AÄŸbal, “Enflasyon Raporu 2021-1” çevrim içi bilgilendirme toplantısında yaptığı konuÅŸmada, orta vadeli tahminler üretilirken makro finansal koÅŸular ile enflasyon görünümünü esas aldıklarını söyledi.
Buna ilaveten ithalat fiyatları, gıda fiyatları ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarını gözden geçirdiklerini ifade eden Ağbal, son dönemde petrol fiyatlarındaki yükseliş ve küresel toparlanma beklentilerinin güçlenmesiyle ham petrol fiyatlarına dair beklentilerin yukarı yönlü güncellendiğini kaydetti.
AÄŸbal, “Vadeli fiyat eÄŸrileri ortalama ham petrol fiyatının 2021 yılı için 54,4 dolar, 2022 yılı için ise 52,1 dolar olacağına iÅŸaret ediyor. Öte yandan, petrolün yanı sıra endüstriyel metal ve tarımsal ürünler gibi emtia fiyatlarında da öngörülerin üzerinde bir seyir görüyoruz. Bu doÄŸrultuda 2021 yılına iliÅŸkin ABD doları cinsinden ithalat fiyatı varsayımlarımızı da yukarı yönlü güncelledik.” diye konuÅŸtu.
Gıda enflasyonu tahminine iliÅŸkin AÄŸbal, “İşlenmemiÅŸ gıda fiyatları, döviz kuru geliÅŸmeleri ve uluslararası fiyatların son dönem eÄŸilimlerini dikkate alarak 2021 yılı için gıda enflasyonu varsayımımızı 1 puan artışla yüzde 11,5’e revize ettik.” dedi.
Ağbal, bu revizede uluslararası fiyatların seyrinin ve yıl içerisinde turizm görünümündeki olası iyileşmeye bağlı talep artışının etkisinin olduğunu söyledi.
– 2021 enflasyon tahmini yüzde 9,4
Naci AÄŸbal, maliye politikası ve finansal politikada ise para politikası ile eÅŸ güdüm içerisinde enflasyonda öngörülen düşüş patikasıyla uyumlu bir çerçevede uygulanacağı orta vadeli görünümü esas aldıklarını belirterek, “Bu bakımdan yakın dönemde milli gelire oranla yüzde 3,5 olarak aÅŸağı yönlü revize edilen 2021 yılı merkezi yönetim bütçe açığı hedefinin para politikası hedeflerini destekleyeceÄŸini deÄŸerlendirmekteyiz.” dedi.
Temel varsayımlar ve kısa vadeli öngörüler çerçevesinde enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakın olacağını değerlendirdiklerini aktaran Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına iÅŸaret eden güçlü göstergeler oluÅŸana kadar sıkı para politikası duruÅŸunun kararlılıkla, uzun bir müddet sürdürüleceÄŸi bir görünüm altında enflasyonun 2021 sonunda yüzde 9,4 olarak gerçekleÅŸeceÄŸini, 2022 sonunda yüzde 7’ye, 2023 sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Böylece ekim Enflasyon Raporu’nda öngörülen 2021 ve 2022 yıl sonu enflasyon hedefi tahminlerini korumuÅŸ olduk. Ancak bu tahminler üzerinde yukarı yönlü risklerin belirgin bir ÅŸekilde önemini koruduÄŸunun farkındayız. Bu nedenle güçlü, sıkı para politikası duruÅŸumuzu da devam ettirmek zorundayız.”
– “Gıda fiyatları enflasyonu yükseltirken sıkı parasal duruÅŸ düşürecek”
TCMB Başkanı Ağbal, 2021 yılı için bir önceki rapor dönemine göre TL cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncellemenin enflasyon tahminini 0,4 puan düşürürken, birim iş gücü maliyetinin 2021 için belirlenen asgari ücret artışına bağlı olarak 1 puan yükseltici yönde etki yaptığını söyledi.
AÄŸbal, gıda fiyatlarında öngörülen yüksek seyrin enflasyon tahminini 0,2 puan yükselttiÄŸini, yönetilen-yönlendirilen fiyatların büyük ölçüde tütün ürünlerindeki ayarlamanın etkisiyle 0,3 puan aÅŸağı çektiÄŸini bildirdi. AÄŸbal, “Ayrıca, sıkı parasal duruÅŸun devamıyla enflasyon beklentilerinde öngörülen iyileÅŸmenin yıl sonu tahminine 0,5 puan düşürücü yönde katkıda bulunacağını deÄŸerlendiriyoruz.” dedi.
Tahminlerin, enflasyonun 2021 ve 2022 tahmin hedefleriyle uyumunu sağlayabilecek bir parasal sıkılık düzeyi varsayımı altında üretildiğini aktaran Ağbal, şunları kaydetti:
“Ayrıca, küresel büyüme ve dış talep görünümünde salgın kaynaklı olumsuz bir ÅŸokun tekraren yaÅŸanmayacağı, küresel risk iÅŸtahında yaÅŸanan olumlu geliÅŸmelerle birlikte Türkiye’ye özgü risk algılarında iyileÅŸmenin devam edeceÄŸi bir görünümü esas aldık. 2021 yılı için oluÅŸturduÄŸumuz tahmin patikasında, ücretler, gıda fiyatları ve uluslararası emtia fiyatları enflasyonu yukarı yönlü, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar ile enflasyon beklentileri ise enflasyonu aÅŸağı yönlü etkilemektedir.”
Sıkı para politikasının önemine işaret eden Ağbal, bu etkileşim içerisinde sıkı parasal duruşun oluşturacağı etkinin yıl sonu enflasyonun yüzde 9,4 düzeyine gerilemesini sağlayacağını öngördüklerini vurguladı.
AÄŸbal, “Enflasyon Raporu 2021-1” çevrim içi bilgilendirme toplantısında yaptığı konuÅŸmada, uygulanmaya konulan salgın tedbirlerinin küresel büyümedeki toparlanma eÄŸilimini yavaÅŸlattığını ancak aşı ve olumlu geliÅŸmelerin 2021’in ikinci yarısında daha hızlı toparlanma beklentisini güçlendirdiÄŸini söyledi.
Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun düşük seyrettiğine işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:
“Ancak 2021 yılında küresel enflasyon üzerindeki risklerin ağırlıklı olarak yukarı yönlü olduÄŸu deÄŸerlendirilmekte. Artan emtia fiyatları ve talep koÅŸullarındaki olası iyileÅŸmenin yanı sıra salgına karşı uygulanan yüksek hacimli mali ve parasal geniÅŸleme, önümüzdeki dönem için enflasyonist baskı oluÅŸturma potansiyelini taşımakta. Bu görünüm altında geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkelerde para politikasındaki geniÅŸletici duruÅŸun sürmesi beklenmekte. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerin para politikası görünümü ve küresel toparlanmaya dair olumlu beklentiler, geliÅŸmekte olan ülke varlıklarına yönelik risk iÅŸtahını artırmakta. Nitekim son dönemde geliÅŸmekte olan ülkelere portföy giriÅŸlerinin hızlandığını görmekteyiz. Ülkemizde ise iktisadi faaliyet, güçlü kredi ivmesinin desteÄŸi ile 2020 yılının üçüncü çeyreÄŸinde yurt içi talep kaynaklı belirgin bir toparlanma göstermekte. İktisadi faaliyetin dördüncü çeyrekte de güçlü bir seyir izlediÄŸini görüyoruz. Sanayi üretimi, perakende satış ve ciro endekslerinde üçüncü çeyreÄŸe göre dördüncü çeyrekte de güçlü bir artış görülmüştür.”
Ekonomik aktivitede görülen güçlü toparlanmanın aynı zamanda sektörler genelinde yaygınlaştığını belirten Ağbal, bu dönemde ihracat ve turizm bağlantılı bazı sektörler haricinde, imalat sanayinin genelinde salgın öncesi üretim düzeylerinin de aşıldığını söyledi.
Ağbal, özellikle taşıt, mobilya ve beyaz eşyanın dahil olduğu dayanıklı tüketim malları sektöründe, üretim, sipariş ve kapasite kullanım oranlarının oldukça güçlü bir toparlanma sergilediğini kaydetti.
İnşaat bağlantılı ara malı sektörlerinde de aynı göstergelerin daha kuvvetli bir seyre işaret ettiğini vurgulayan Ağbal, diğer yandan başta giyim olmak üzere turizm bağlantılı imalat sektörlerindeki iyileşmenin sınırlı kaldığını aktardı.
– “Hizmetler sektöründe, birçok alt sektörde cirolar salgın öncesi düzeyleri aÅŸtı”
Naci AÄŸbal, hizmetler sektöründe, birçok alt sektörde ciroların salgın öncesi düzeyleri aÅŸtığını belirterek, “Salgının olumsuz etkilediÄŸi konaklama, yiyecek, hava yolu ve seyahat acentesi sektörlerinde ise hala salgın öncesi düzeylerin altında bir seyir görüyoruz. İktisadi faaliyetteki güçlü toparlanma, sanayi sektöründe belirgin olmak üzere istihdam piyasasında da iyileÅŸme saÄŸladı. İstihdam imkanları geniÅŸlerken, iÅŸ gücüne katılım oranında da toparlanma görülmekte.” diye konuÅŸtu.
Son dönemde salgına bağlı kısıtlamaların hizmetler sektörü istihdamı üzerinde etkilerinin görülmeye başladığını ifade eden Ağbal, iktisadi faaliyet düzeyine ilişkin yakın dönem göstergelerin, salgına bağlı kısıtlamalar ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle bir miktar yavaşlamaya işaret ettiğini söyledi.
2020 yılı üçüncü çeyrekte başlayan güçlü toparlanmanın en önemli belirleyicisinin güçlü kredi büyümesi olduğunu vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:
“Yıllık kredi büyümesi, ikinci çeyrekten itibaren ivmelenmiÅŸ ve 2017 yılındaki Kredi Garanti Fonu kaynaklı hızlı kredi geniÅŸlemesinin çok ötesinde bir geniÅŸlemeye neden olmuÅŸtur. Bu güçlü kredi geniÅŸlemesi, firma kredilerinde olduÄŸu kadar konut ve ihtiyaç kredileri baÅŸta olmak üzere bireysel kredilerde de belirgin. İkinci çeyrekten itibaren bankalarca TL cinsinden açılan net kredi hacmi 518 milyar TL oldu. Üçüncü çeyrekte uygulanmaya baÅŸlanan parasal sıkılaÅŸtırma ve diÄŸer politikalara baÄŸlı olarak kredi faizleri yükselmeye baÅŸlamış, kredilerin ivmelenmesinde de önemli bir yavaÅŸlama saÄŸlanmıştır. Kredi geniÅŸlemesinin etkisiyle salgın döneminde belirgin bir parasal geniÅŸleme de gerçekleÅŸti.
Altın dahil döviz tevdiat hesaplarını da içeren geniÅŸ tanımlı M2 para arzı, 2020’nin ÅŸubat ayına kıyasla yüzde 33 artışla 833 milyar TL yükseldi. BaÅŸta bireysel krediler olmak üzere net kredi kullanımının tarihsel ortalamaların oldukça üzerinde artması, altın ithalatının hızla yükseldiÄŸi ve turizm gelirlerinin keskin ÅŸekilde gerilediÄŸi 2020 yılında cari iÅŸlemler açığının önemli oranda yükselmesine neden oldu. Kasım ayı itibarıyla 12 aylık birikimli cari iÅŸlemler açığı 38 milyar dolar civarına yükseldi.”
Ağbal, artan cari işlemler açığı ile birlikte küresel gelişmelerle uyumlu şekilde gerçekleşen sermaye çıkışlarının önemli miktarda rezerv kaybına yol açtığını vurguladı.
Dış dengedeki bozulmaya bağlı olarak artan makrofinansal riskler neticesinde, ülke risk priminin artarken döviz kurlarında oynaklık ve değer kaybının gözlendiğini ifade eden Ağbal, borçlanma maliyetlerinin arttığını, bu görünüm altında yurt içi yerleşiklerin mevduat dolarizasyonunun artış gösterdiğini kaydetti.
AÄŸbal, “Enflasyon Raporu 2021-1” çevrim içi bilgilendirme toplantısında yaptığı konuÅŸmada, enflasyonun mevcut seviyesi ve yukarı yönlü riskler deÄŸerlendirildiÄŸinde yüzde 5 hedefinden oldukça uzakta bir noktada olunduÄŸundu söyledi.
PaylaÅŸtıkları tahmin patikası içinde yüzde 5 hedefine 2023 yılı sonunda ulaşılabileceÄŸini belirten AÄŸbal, “Bu hedefe ulaÅŸmak amacıyla 2021 yılında enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla kararlı bir ÅŸekilde uygulayacağız. Para politikasındaki sıkı ihtiyatlı duruÅŸumuz yüzde 5 hedefine ulaÅŸacağımız 2023 yılında kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir. 2021 para ve kur politikasında, bu yıl içinde enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına iÅŸaret eden güçlü göstergeler eÅŸliÄŸinde kararlılıkla sıkı bir parasal duruÅŸu sergileyeceÄŸimizi paylaÅŸmıştık.” diye konuÅŸtu.
Ağbal, bu kapsamda para politikası operasyonel çerçevesini sadeleştirerek ellerindeki bütün araçları etkin bir şekilde kullandıklarını hatırlattı.
Bunun neticesinde para politikasında güçlü bir sıkılaştırma yaptıklarını aktaran Ağbal, şöyle devam etti:
“Yüzde 10,25 olan politika faiz oranını önce yüzde 15’e daha sonra yüzde 17’ye çıkardık. Enflasyon üzerinde oluÅŸan riskleri dikkate alarak gerekirse ilave sıkılaÅŸma yapacağımızı da en son Para Politikası Kurulu kararında ifade ettik. Yüzde 5 hedefine varmak amacıyla para politikası kurulu elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyonun öngördüğümüz tahmin patikası çerçevesindeki geliÅŸimini de yakından izleyeceÄŸiz. Mevcut verilerin yanı sıra elde edilecek her türlü yeni verinin, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine iÅŸaret etmesi durumunda önden ilave sıkılaÅŸtırma kararlılıkla yapılacaktır.”
– “Reform adımları dezenflasyonist sürece önemli bir destek”
Naci Ağbal, enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergelerin yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ile enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisindeki hedefleriyle uyumunu da yakından izleyeceklerini belirtti.
Enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşma yolunda parasal duruşun sıkılık düzeyini ise Ağbal, şu şekilde tarif etmenin mümkün olacağını söyledi:
“Yüzde 5 hedefine varıncaya kadar gerçekleÅŸen beklenen enflasyon patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluÅŸturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır. Para politikasındaki bu sıkı duruÅŸ, hedef ufku içerisinde yani 2023’e kadar ülke risk priminin düşmesine, TL tasarruflarının özendirilmesine, ters para ikamesinin baÅŸlamasına, döviz rezervlerinin artış eÄŸilimine girmesine ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesine katkı yapacaktır. Böylelikle bir yandan makro ekonomi ve finansal istikrar olumlu etkilenirken diÄŸer yandan para politikasının sıkılık düzeyinin bu koÅŸullar altında uyarlanmasına da imkan saÄŸlayacaktır. Orta vadede yüzde 5 hedefine ulaÅŸmada güçlü politika koordinasyonu dahilinde para ve maliye politikasındaki eÅŸ güdümün güçlendirilmesiyle saÄŸlanacak mali konsolidasyon enflasyon hedeflerine varmamızda çok önemli bir girdi saÄŸlayacaktır.”
Ağbal, hukuk ve ekonomi alanında hükümet tarafından atılacak reform adımlarının beklenti kanalıyla dezenflasyonist sürece önemli bir destek sağlayacağını vurguladı.
Fiyat istikrarının önemine dikkati çeken AÄŸbal, “Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam, toplumsal refah ve adaletli gelir dağılımının ön koÅŸuludur. Fiyat istikrarı ekonomiye olan güveni artırır böylelikle yatırımlar ve üretimler artarak iÅŸsizlik azalır. Fiyat istikrarını kalıcı olarak saÄŸlarsak paramızın deÄŸerini korumuÅŸ oluruz ve paramızın bir deÄŸiÅŸim ve tasarruf aracı olma özelliÄŸini de güçlendiririz.” ifadelerini kullandı.
– “Fiyat istikrarı için sabırlı ve kararlı çabamıza devam edeceÄŸiz”
TCMB BaÅŸkanı AÄŸbal, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesi durumunda ülke risk priminin düşeceÄŸini belirterek, “Böylece dolarizasyon eÄŸilimini tersine çeviririz, kamunun ve özel sektörün borçlanma maliyetlerini yeniletiriz ve düşürürüz. Kamu ve özel sektörün borçlanma vadelerini uzatırız böylelikle birçok geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülke gibi ekonomimizi ve finansal sistemimizi güçlendirmiÅŸ oluruz. Fiyat istikrarının önemini aklımızdan hiç çıkarmadan bu hedef için sabırlı ve kararlı bir çaba göstermeye devam edeceÄŸiz. Bu hedefe vardığımızda ise bundan hepimiz millet olarak istifade edeceÄŸiz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Bu çerçevede kalıcı fiyat istikrarının tesisi ve sürdürülebilir kılınması açısından tüm paydaşlarca ortak akla dayalı kararlı ve azimli bir mücadele gerekliliğinin önemini koruduğunu bildiren Ağbal, fiyat istikrarının sağlanması hedefi doğrultusunda TCMB olarak ellerindeki tüm araçları tam zamanlı, etkili, güçlü ve kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceklerini vurguladı.
Ağbal, bu süreci tüm tarafların da sahiplendiği bir sürece dönüştürmek üzere açık, samimi ve etkili bir iş birliği ve iletişim politikası yürüteceklerini söyledi.
Bu kapsamda TOBB, TESK, TÜSİAD ve MÜSİAD tarafından ortaklaÅŸa yapılan fiyat istikrarına yönelik destek ve iÅŸ birliÄŸi çaÄŸrısının çok önemli olduÄŸunu ifade eden AÄŸbal, “Kendilerine teÅŸekkür ediyorum. Bu kapsamda fiyat istikrarının önemini ve bu doÄŸrultuda uygulamaya koyduÄŸumuz enflasyonla mücadele politikalarımızı tüm paydaÅŸlarla paylaÅŸmak ve enflasyonla mücadele konusunda toplumsal farkındalık oluÅŸturmak amacıyla ziyaretler toplantılar ve medya programlarını baÅŸlatıyoruz.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
AÄŸbal, yapacakları toplantılar ve organizasyonların fiyat istikrarı konusunda toplumun geneline yayılan bir sahiplenmeyi de beraberinde getireceÄŸini belirterek, “Nitekim enflasyon hedeflemesi rejiminde esas olan da zaten toplumun bütün katmanlarının fiyat istikrarı hedefine odaklanması, buna inanması, karar alıcıların ve politika üretenlerin bu yönde adımlarını kararlı bir ÅŸekilde atmaları ve bu adımların sonuçlarının görülmesi, arkasından da bütün fiyatlama davranışlarının ve enflasyon beklentilerinin ortaya konulan hedefe yakınsamasıyla mümkündür. Buna son derece önem veriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.